0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kışın hava şartlarına göre kuruyan cildin nem değeri nasıl yükseltilir?

Cildimiz bildiğiniz gibi dış ortam ile ilişkisi olan bir doku, bu nedenle dış ortamda ve iklimde olan değişimlerden çok etkileniyor. Önümüzdeki günlerde havalar gittikçe soğumaya  başlayacak. Gerek soğuk hava gerek rüzgar cildimizdeki nem oranında azalmalara yol açacaktır. Bu nedenle günlük nemlendirici  kullanmaya özen göstermeliyiz. Yaz aylarında terleme daha yoğun olduğundan su bazlı nemlendirciler tercih ederken kış aylarında nem kaybını daha azaltıcı cildimize uygun yoğun nemlendiriciler tercih etmeliyiz

Cildimizi korumak için kışın da koruyucu güneş kremi kullanmamız gerekir mi?

Güneşten korunmak cildimiz için çok önemlidir. Çünkü güneş ışınları zamanla cilldimize zarar vermekte, kurutmakta, çeşitli güneş lekelerinin ve kanserojen dönüşümlerin oluşmasına neden olmaktadır. Güneşin cildimize zarar veren ultraviole ışınları yaz ve kış mevcuttur. Yani yazın güneş varken maruz kaldığımız zararlı ışınlar aslında kışın veya hava bulutluyken biz güneşi görmezken de dünyaya ulaşmakta, cildimizde aynı birikici ve kanserojen etkiyi yapmaktadır. Bu nedenle kışın da güneşten korunmak çok önemlidir. Bulutlu güneş olmayan havada dahi en azından, evden çıkarken güneş koruyucu sürmeyi öneriyorum.

Kuru ciltler ve yağlı & karma ciltler için bakım önerileri nelerdir?

Cilt tipi özellikleri ürün seçiminde önem taşır. Kuru ciltlerde daha çok yağ bazlı nemlendiriciler önerirken yağlı ve karma ciltlerde sivilcelendirme riskini azaltmak için su bazlı veya akne oluşumunu engelleyici ürünler önerilmelidir. Cildine önem veren kişilere  benim tavsiyem ciltelerine uygun temizleyici bir ürün ile yıkamaları, sonrasında uygun bir nemlendirici ve yaz -kış bir güneş koruyucu kullanmaları ve geceleri de yaşlarına uygun antiageing bir ürün tercih etmeleridir. Bu basit standart bakım ile cilt hem daha sağlıklı ve genç kalır.

Cildimiz yazın ve güneşin etkilerinden arınarak yeni mevsime ve yeni hava şartlarına nasıl taze bir başlangıç yapılabilir?

Yazın güneş ışınları, denizin tuzlu suyu, klorlu havuz suyu  cildimizde kuruluk, elastikiyet kaybı, güneş lekesi  yapmış olabilir. Bu durum cildimizin daha mat, soluk, cansız ve daha yaşlı gözükmesine neden olur. Ayrıca cilt lekeleri yüzde  açık ve koyu kahverengi alanlar oluşturarak estetik olarak kaygıya da neden olur .  
Eylül ayından itibaren cilt yenileme dönemidir diyebiliriz. Öncelikle bol su içmekle başlamalıyız, diyetimizde antioksianlara (ceviz ,avokado, greyfurt vb) ve yeşil çay içmeye daha çok yer vermeliyiz.
Nemlendirci kullanmalı akşam saatlerinde A-E ve C vitamini içerikli kremlerle cildi desteklemeli, üsteki ölü dokulardan arındırmalıyız.
Ayrıca yüzümüzün kaybettiği canlı görüntüyü yenileyici serumların, hyaluronik asıt ve vitamininlerin yüzümüze küçük enjeksiyonlarla uygulandığı mezoterapileri yaptırmak için en doğru zaman sonbahar ve kış aylarıdır. Yine gençlik aşısıyla yoğun nem kaybı giderilebilir. Altıniğne uygulamalarıyla elastikiyet, renk eşitlenmesi, deri altı kollajen yapılanması tekrar sağlanabilir.

Kızarıklıklar ve rüzgar yanığını önlemek için neler yapılmalı?

Sonbahar ve kış aylarında da cildimiz farklı faktörlerin ektkisi altındadır. Soğuk ve rüzgarlı hava da cilde zarar verebilir; özellikle yüzünde yüzeysel kılcal damarları daha belirgin olan, rosacea (gül hastalığı)  yatkınlığı olan hastalarda bu durum daha rahatsız edici olacaktır. Yine soğuk ve kuru havaya temas eden vücut bölgelerimizde ve ellerimizde kuruma, kızarma çatlamalar, el derisinde kalınlaşma yani egzamatize görünüm oluşabilir. Bunu önlemenin en etkin yolu kendimizi uygun kıyafetlerle örneğin eldiven giyerek korumaktır. Ayrıca günlük yoğun yağlı ve ure içeren nemlendiricileri el ve vucudumuz için kullanmalıyız, bunlarla da  önleyemiyorsak doktorumuzun önereceği kortızonlu kremleri kullanabiliriz.

MEVSİMLER DEĞİŞSİN AMA CİLDİNİZİN GÜZELLİĞİ  DEĞİŞMESİN 🙂

KAYNAK: Hasan GİRGİN